- müsaade etmek
- müsaade etmek (iyi dileklerle)v. give one's blessing to* * *allow
Turkish-English dictionary. 2013.
Turkish-English dictionary. 2013.
müsaade etmek (veya buyurmak) — 1) izin vermek Rica ederim, bize artık müsaade edin! O. C. Kaygılı 2) geçiş için yol vermek, yol açmak 3) elverişli, uygun olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
müsaade — (A.) [ ﻩﺪﻋﺎﺴﻡ ] 1. izin. 2. yardım. ♦ müsaade edilmek izin verilmek. ♦ müsaade etmek izin vermek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
KEREM ETMEK — Müsâade etmek, lutfetmek. Razı olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
sitem etmek — bir kimseye üzüldüğünü, kırıldığını öfkelenmeden belirtmek Ancak müsaade ederseniz size başka bir cihetten sitem edeceğim. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
MÜMALAT — Müsaade etmek, izin vermek. * Yardımlaşmak, muâvenet etmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
lütfetmek — i, e, der, Ar. luṭf + T. etmek 1) Vermek, ihsan etmek, bağışlamak Okuduğumuz şiiri bana lütfeder misiniz? Y. Z. Ortaç 2) i Söylemek, bildirmek Adınızı lütfeder misiniz? 3) nsz İzin vermek, müsaade etmek Acep bir morsa daha lütfeder misiniz, gibi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
cevâz — (A.) [ زاﻮﺝ ] izin, uygun verme. ♦ cevâz vermek uygun vermek, olur vermek, müsaade etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
RUHSAT — (C.: Ruhas Ruhsat) İzin, müsaade. * Genişlik. * Kolaylık. * Fık: Kulların özürlerine mebni, kendilerine bir suhulet ve müsaade olmak üzere, ikinci derecede meşru kılınan şeydir. Sefer halinde Ramazan ı Şerif orucunun tutulmaması gibi. Vuku bulan… … Yeni Lügat Türkçe Sözlük